Geçtiğimiz hafta Global Tanıtım’dan Mutfak Sanatları Akademisi (MSA) için bir davet aldık. Davet MSA’nın yeni yeri Maslak’ta İtalyan Mutfağı’ndan örneklerin yer aldığı tek günlük bir kurstan oluşuyordu.
Profesyonel Aşçılık okulları arasında saygın bir yeri ve mesleki yeterlilik sertifikasının uluslararası geçerliliğinin olmasının cazibesiyle Kekevi olarak bu aşçılık okulunu yakından tanımak için daveti memnuniyetle kabul ettik. İşte özellikle aşçılık okulları ile ilgilenenler veya sadece hobi olarak mutfakla ilgilenenler için detaylarıyla size MSA’da bir gün. Kurs günü geldiğinde son derece modern ve teknolojik donanımlara sahip olan MSA nın önce cafe tarzı bekleme salonunda toplandık.
Tahmin ettiğimiz gibi Türkiye’nin internet dünyasında öne çıkmış blog yazarları da davet almışlardı. Selin Çağlayan, Devletşah, Yasemin Mutfakta, Hünerli Bayanlar ve Nefis Yemek Tarifleri bloglarının yazarları bunlardan bazıları. Kekevi olarak ilk defa bir araya gelme fırsatı bulduğumuz blog yazarlarının sitemizdeki tariflerin güvenilirliği, çeşitliliği ve ünü bilinen bir site olduğuna dair yaptıkları olumlu yorumlar bizi çok mutlu etti. Bu içten yorumlarından dolayı özellikle Yasemin Hanım, Selin Hanım ve Müge Hanıma teşekkür ediyoruz.
Kursun başlaması için beklerken cafede sergilenen, eskiden kullanılan mutfak malzemeleri, gıda ve temizlik ürünlerinin sergilendiği nostaljik kolleksiyon dikkatimizi çekti.
İtalyan Menümüzü oluşturmakta bize öğretmenlik yapan Şef Gabriele Sponza’ydı. Önlüklerimizi ve şapkalarımızı taktıktan sonra bize dağıtılan kitapçıklardan menümüzü inceledik.
Menümüz:
- Truff Yağlı Toscana Salatası
- Safranlı Risotto (Risotto alla Milanese)
- Tarhunlu Tereyağlı Limon Soslu Jumbo Karides ve Deniz Tarağı
- Çikolata Mascarponlu Fırında Armut
Menümüzü oluşturmaya başlamadan önce şefimiz herkesin kendi kullanacağı fırından ocağa, buzdolabından alet ve tencerelerin bulunduğu çekmecelere kadar bütün bölümlerin yerlerini ve nasıl kullanılacağını açıkladı. Özellikle herkesin şefin tezgahını rahatlıkla görmesi için konmuş ekranlar bize yemekleri hazırlarken büyük kolaylık sağladı.
İlk önce hazır 230C dereceye ısıtılmış fırına armutları vererek pişirmeye bıraktık. Ardından sırasıyla önce Toscana Salatamızın malzemeleri geldi ve şefimizin yardımıyla çok az bir kesme işleminden sonra malzemeleri birleştirip salatamızı hazırladık. Gerekli miktarlarda önünüze hazır gelen malzemelerle kısa sürede ortaya çıkan harika lezzet bunu gerçekten bizmi yaptık dedirtti bize. Salatalarımızı afiyetle yedikten sonra sıra Safranlı Risottoya geldi.
Risotto İtalyan mutfağının önde gelen lezzetlerinden. Bizim geleneksel pilavımızdan ayrılan birçok özelliği var. Şefimiz Türkiye’de çoğu restorantların baldo pirinçten hazırlıyor olmalarına rağmen risottonun aslında İtalya’nın özel 3 pirinç çeşidinden biri ile hazırlanması gerektiğini belirtti. Bizim kullandığımız pirinç çeşidi arborio pirinciydi. Ufak ve tombul bir yapısı var. Pilavı pişirirken kaynayan et suyunu kepçe kepçe ekleyip çektirerek pişirdik ve pirinç bir süre sonra nişastasını salarak pilavın kremalı (creamy) bir tat kazanmasını sağladı. Biraz meşakkatli bu pişirme aşamasından sonra son olarak eklediğiniz tereyağı ve parmesan peyniri ile istediğimiz kıvamı elde ettik ve fotoğrafta gördüğünüz gerçekten lezzetli risottomuzu kendimiz için servis ettik.
Bu arada her ne kadar temizlenmiş, ölçülü hazır önümüze gelen malzemelerle zahmetsiz yemek yapmak için şımartılsakta ortaya çıkan bulaşıkları yıkayıp temizlemek, tezgahı temiz ve düzenli tutmak sizin işiniz. Çünki hemen vakit kaybetmeden yeni yemeği yapmaya geçiyor ve aynı malzemeleri kullanıyorsunuz. Günün deniz ürünlü menüsü, adı içindeki malzemeleri neredeyse bir daha saymayı gerektirmeyecek kadar uzun:) Tarhunlu Tereyağlı Limon Soslu Jumbo Karides ve Deniz Tarağıydı. Bu yemeğimizde, kızartırken etrafa saçılan yağlar dışında deniz ürünü sevenlerin kolaylıkla yapabileceği görünümü şık bir tarifti.
İtalyan menümüzü hafif bir tatlıyla kapattık. Fırından çıkarıp soğuttuğumuz armutlarımızı servis tabaklarımıza aldık ve hazırladığımız maskarponlu çikolatalı sos ve nane yaprakları ile süsleyip sizler için fotoğrafladıktan sonra afiyetle yedik. Yine tatlımızda yapım kolaylığı, hafifliği ve sunumuyla beğenimizi kazandı.
Sonuç itibariyle İtalyan Mutfağından ufak bir kesitte olsa bire bir uygulamayla unutulmayacak bilgiler ve tecrübeler edindik. Kekevi.com olarak Mutfak Sanatları Akademisini gayet profesyonel, donanımlı, dünya standartlarında, ayrıca şef ve yardımcılarını da yine profesyonelce ve sıcak bulduğumuzu söyleyebiliriz. Şefimiz dolu dolu geçen yaklaşık üç saatin sonunda bizlere katılım belgemizi sundu. Bu kursu organize ve bizi davet eden MSA’ya ve bizimle yakından ilgilenen Global Tanıtım ekibine teşekkür ediyoruz.
Bu kadar anlattıktan sonra hani tarifler diyeceksiniz. Normalde MSA tarifleri dışarıyla direkt paylaşmıyor. Fakat bizim için bir ayrıcalık yaptıkları için yakında bu sayfalarda tarifleri göreceksiniz.
Tarif hakkında yorumunuzu almak isterim :)